Deneme,  Tartışma,  Toplum

Efendiler Nereye?

                Yıldızlarla arkadaşlık yapıyorsun. Ne işin var lağım fareleriyle? Fikre düşman, düşünceye düşman, insana düşman… Yeniliğe açılan her kapı insanı ürkütüyor.  Korkak bir kedi gibi dışarıdan seyrediyor. Hayır hayır, korkak bir goril gibi mağarasından seyrediyor. Her insan biraz gurbette yaşar. Bilinmeyende, arzu edilenin hayal kırıklığında yaşar. İnsan gurbette değil, gurbet insanın içinde yaşar. Hangi gurbet? Hangi insan? Muhabbet garip bir ışıltı. Parlaması için yanması gerek.  Atacaksın içine sevgili dostum. Atacaksın sevincini, acını, zamanını ve emeğini… Atacaksın ki yanacak. Yıldızının parlaması için gönlünün yanması şart.

                Senin gönlün; kapısını her çalana açılan bir konak değil. Mabette kimler uçmak ister? Sen uçmayı öğretmeye çalışıyorsun. Kime? Onların uçmaya kabiliyeti yok. Onların uçmaya kanatları yok. Talip olmayana gönlün has kapıları zahir olur mu? Sen batın olanı zahir eylemeye çalışıyorsun. Halbuki görmek ve bilmek için anlamak gerek. Anlamak için ise yanmak… Senelerce diyalektikten haberi olmadan yaşadı. Farkında mı? Sanmıyorum. Farkında olacak mı? Emin değilim. Müphem bir mefhum… Yeniliğe açılan her kapı insanı ürkütür. Çünkü huzura kavuştuğu an tedirgin olmaktan korkar. Tedirgin edecek fikirlerden ve muhabbetten korkar. Yeniliğe kendisini açmak istemez. Has bahçe, bulutların ötesinde yaşayan Simurg içindir. Oysa ona göre alışılmış olanların gölgesinde yaşamak, hakikati bilmekten daha yeğdir.                

Siz de fikrinizi söyleyin!