Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tartışma,  Toplum

Dünya Basın Günü ve Türkçülük Günü

Dünya basın günü, Türkçülük günü,
Dünyamızdaki büyük güç mücadelesi ve ülkemiz bu mücadelelerden nasıl yararlanabilir?

Covit19’un tüm dünyayı tutsak aldığı günümüzde küresel güçler arasındaki kavgayı yorumlayacağım. Bu yorumlarında tek amacım bu mücadeleden ülkemizin yararlanmasıdır.

Bu yazımı 3 Mayıs günü yazıyorum. Bu günün benim için iki önemi var.

1) Dünya basın özgürlüğü günü; Ben yaklaşık 40 yıl önce TRT 2’de güne bakış programı ile başladığım görsel ve yazılı medyadaki yaşamıma bugüne kadar aralıksız devam ettim ve ilkelerimden hiç taviz vermedim. İçimden geldiği gibi yazdım.

Benim sarı basın kartım olmadı, zaten benimde öyle bir talebim yoktu. Bugün için başta ülkemizdeki gazetecilerimiz olmak üzere tüm dünyadaki basın mensuplarının özgürlüklerini diliyorum. Tüm dünyamızın özgürlüklerini tutsak alındığı günlerde tüm dünyamızın basın mensuplarına özgürlük diliyorum.

2) Bugün aynı zamanda Türkçülük günü. Ancak pek çok çevrelerce istismar edilebilecek bu konuyu fazla tartışmayacağım, sadece büyük önderimiz Mustafa Kemal’in bu konudaki bir düşüncesini sizinle paylaşacağım: “Türkçülük öyle şerefli, bir bayraktır ki, onu vatanın her köşesinde, durmadan dalgalandırmak her Türkün ilk ve milli vazifesidir.”

Dünyamızdaki büyük güç mücadelesi ve ülkemiz bu mücadelelerden nasıl yararlanabilir?
1) Rusya hükümeti devlet alımlarında Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ülkelerinin ürünlerini alacak. Bu ülkeler dışındaki ülkelerin ürünlerini almayı yasakladı. Haber kaynağı Sputnik (2 Mayıs 2020)

Avrasya Ekonomik Birliği Rusya ile Belarus arasında imzalanan gümrük birliği anlaşması ile başladı. Daha sonra Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan ve Ermenistan bu birliğe dâhil oldular. Özellikle samimi dostumuz Kazakistan Türkiye’nin bu birliğe mutlaka girmesi gerektiğini ısrarla savunuyor.

Ancak benim burada bir kaygım var. O da Ermenistan yetkililerinin sürekli olarak ülkemiz aleyhindeki faaliyetleri. Bu konuda üye ülkelerinin bu düşmanca davranışa son vermeleri konusunda güvence vermeleri gerekir.

Bu arada Afrika’nın acımasız soyguncusu Fransa Cumhurbaşkanı Makron, iki gün önce Türklerin sözde soykırımını kabul etmeyenlere çok ağır hapis ve para cezası veren bir yasa çıkardı. Oysa bu soykırım iddiaları İsviçre mahkemelerince tarihin çöplüğünü boyladı.

Türkiye derhal Fransa’ya bir nota vererek ya özür dilemesini beklemeli gerekirse ilişkilerini askıya almayı göze almalıdır.

2) Anglo Sakson ülkeleri; beş göz ittifakı kurdular ve bu ülkelerin istihbarat teşkilatları Çin’in virüs konusunda yalan söylediğini iddia ediyorlar. Ve Çin’e çok ağır tazminat davası açacaklar. (genel olarak İngilizce konuşan bu ülkeler ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda)

Benim düşüncem; son zamanlarda bu ülkeler arasında görüş farklılıkları oluştu. ABD’nin başındaki dünyamızın bu güne kadar en dengesiz ve yine kendi ülkesinin basınına göre en yalancı başkanı Trump’un siyasetini göz önüne alırsak çöken bir kültür olarak görüyorum.

Bu modası geçen kültüre karşın Çin ve Rusya’nın oluşturacağı alternatif kültürün yükseleceğini bizim ülkemizin bu yükselen kültürün yanında yer almalıyız örnek Türkiye ile Çin arasında ortak üniversiteler kurulabilir aynı şey Rusya ile ortak üniversiteler kurabiliriz.

3) Çin merkezli iki girişim den söz edelim birincisi BRİCS ülkeleri; burada B ile ifade edilen Brezilya şimdi tamamen ABD’nin kontrolüne girdi. Ayrıca S ile ifade edilen güney Afrika çok zor günler geçiriyor, dükkânların yağmalandığı haberleri geliyor. Çin şu anda bu ülkeye yardım edemiyor.

Yani Çin merkezli bir kurgu olan BRİCS şimdilik çöktü.

4) Şanghay işbirliği örgütü; altı ülke üye a) Çin halk Cum. b)Kazakistan, c)Kırgızistan, d) Rusya, e) Tacikistan, f)Özbekistan

Bizim de diyalog partneri olduğumuz bu oluşumda şimdilik gücünü koruyor

(Türkiye bu örgütte sözü çok önemsenen, itibarı oldukça yüksek bir ülkedir, 2019 da enerji komisyonuna başkanlık yaptık)

Yalnız burada gözlemci statüsünde bulunan Hindistan’ı ABD başkanı Trump ziyaret etti ve çok miktarda silah satışı gerçekleştirdi.

Böylece Çin ve Hindistan’ın arasını açmayı başardı. Zaten Hindistan bu Çin merkezli oluşumlara hep gönülsüzdü dünya dengelerini değiştirecek bir potansiyel taşıyor.

(Bu gelişme aslında geleneksel dostumuz Pakistan ile Hindistan arasında gerilim bizi de yakından ilgilendirecek)

5) Bütün dünyamız korona virüse teslim olmuşken 1 trilyon 822 milyar dolar silah harcaması yapıldı. 29 Mart 2019 Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsünün Araştırması tarafından açıklandı. Peki, bu harcamalarının ne kadarı bu enstitüsünün bulunduğu İsveç ülkesine ait.

Dünyada en çok mayın üreten ülke hangisi?
Tabii ki İsveç…

Sayın okuyucularım; bugün küresel boyutlu yazılarıma şimdilik sonlandırıyorum.

Önümüzdeki haftadan itibaren yeni bir yazı dizisine başlıyorum.

Bütün dünya bu salgından sonra ekonomileri çok küçülürken, işsizlik olağanüstü artarken ülkemiz bu krizi en ucuz atlatacaktır. Çözüm Anadolu’dadır. Çok yoğun bir araştırma ve pek çok uzmandan destek alacağım

Belki çalışmalarım için biraz zamana ihtiyacım olabilir, yine de bir haftayı geçmeyen bir sürede yazımı sizlerle paylaşacağım.

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.html

Siz de fikrinizi söyleyin!