Bilim,  Deneme,  Ebeveyn,  Edebiyat,  Sosyoloji,  Tartışma,  Toplum

Damlaya Damlaya

Evren karanlıklarla dolu ve soğuktur. Dünya, güneş tarafından tam gün olmasa da aydınlatılır ve ısıtılır. Yaşam kaynağımızın temelinde güneşimiz vardır. Güneşin ışığı ve ısısı dünyamızın her yerine, ne yazık ki eşit olarak gelmiyor. Bazı bölgelerde kuraklık, kıtlık, sel ve fırtına gibi doğal afetlerin yaşanmasının sebebi de budur temelde. Biz insancıkların, vahşice doğayı katletmemizi de unutmuyorum tabii ki.

Evreni, dünyayı daha fazla ışık kaynağımız olmadığı için aydınlatamıyor ve ısıtamıyoruz. Bunu kabul etmek ve buna göre yaşamak zorundayız. Gelişmemiş toplumların, ışık yani yol gösterici beklemesi aynı mantıkla açıklanabilir mi? İnsan zihninin aydınlanması ve gelişmesi için tek bir ışık kaynağına bağlı kalmak zorunda mıyız? Yalnızca 10-15 kişinin yaydığı ışıklarla zihinlerimizi ve dolayısıyla hayatımızı aydınlatmaya çalışmak, gelişmemizi ve bağımsızlığımızı sağlamaya yetecek midir? Yoksa onların doğru veya yanlış olduğunu bile değerlendiremediğimiz ışıklarına, bilgilerine ve tecrübelerine mahkûm olarak, onların bizlere belirlediği rollerde yaşayıp gidecek miyiz?

İnsan zekâsı ve değerlendirip karar verebilme yeteneğine sahip olduğu için diğer canlılardan farklıdır. Bu zekâ ve değerlendirme yeteneğimizi kullanmıyor veya kullanamıyorsak, kendimize ne kadar insan diyebiliriz? Diğer canlılardan bu farkımızdan dolayı, her insan, güçlü veya zayıf bir ışık yani bilgi kaynağıdır.

Bir toplumun/milletin/devletin aydınlanmasının en kolay yolu, tüm insanlarının ışıklarını ve bilgilerini kullanmaktır. Güçlü veya zayıf olsun birbirini besledikçe ışıklar büyür ve en güçlü ışık kaynağından daha etkili aydınlatır hayatı. Bu nedenle, ışıklarımızı birleştirmemiz için yaratılan engelleri ortadan kaldırmak en önemli hedefimiz olmalıdır.

Evrene ve dünyaya yeni ışık kaynakları bulamadığımızdan yeteri kadar aydınlatamıyoruz, ısıtamıyoruz diyerek başlamıştık yazıya. Ancak, toplumların aydınlanmak için çok büyük kaynaklara sahip olduğunu unutmamalıyız. Bunun için tek yapmamız gerekenin, sahip olduğumuz milyonlarca bilgi ve tecrübe kaynaklarını birleştirmektir.

“Damlaya damlaya göl olur”, diyen atalarımızın çocukları olarak tek yapmamız gereken, hiçbir ayırıma tabi tutmadan ışıklarımızı birleştirmek ve dünyanın en büyük ışık kaynağı olmaktır. Atalarımız göl olacak damlalar arasında hiçbir ayırım yapmamışlardır. Temiz, kirli, büyük, küçük diyerek göle almadıkları damla olmamıştır. Bu sebeple göller oluşmuş ve bu göllerde tüm damlalar eşitlenip ve güçlenerek çevrelerine hayat vermişlerdir.

Gelişmek ve kendi kendimize yeterli, özgür olmak istiyorsak, bilgilerimizi ve tecrübelerimizi artırmak ve birleştirmek zorundayız. Her insanın bilgi ve tecrübesinden yararlanmak ve kullanmak gibi bitmeyecek bir hazineye sahibiz, eğer görebilirsek. Tek yönlü bilgilenmek ve düşünmek ile tek çeşit besinle beslenmenin hiçbir farkı yoktur. İkisi de sonuçta, sağlıksızdır ve yaşamımızı tehdit eder. Sağlıklı düşünme ve değerlendirme yapabilmemiz için beğensek de beğenmesek de, katılsak da katılmasak da her türlü bilgiyi alıp, beyin süzgecimizden geçirerek kullanmamız gerekir.

Birilerinin bizler için düşünmesini ve çalışmasını bekleyerek, ilerleme ve bağımsızlık hayalleri kurmak, gözüne ışık tutulmuş tavşanın yakalanmamasını beklemekle aynıdır diye düşünüyorum. Gözüne ışık tutulan tavşan, avcının onu rahat vurabileceğinin farkında olmadan donar kalır olduğu yerde.

İnsanlarımızın, hiçbir ayırım ve niteleme yapmadan bilgilerinden ve tecrübelerinden yararlanmak ve varsa zayıf olan ışıklarını geliştirmek zorundayız. Her insanın, farklı bir bakış ve fikir kaynağı olması bulunamaz bir zenginliktir. Tartışmanın kavga etmek olmadığını, bilgi aktarımının en kolay yolu olduğunu, toplumsal yaşantımızın temeli yapmak zorundayız, eğer birlikte yaşamak ve gelişmek istiyorsak. Düzeyli bir tartışmanın kaybedeni olmaz, tarafların hepsi bilgi sofrasından beyinlerini doyurarak kalkar.

Kendimizin, ailemizin ve toplumumuzun gelişimi, huzur, barış ve adalet her zaman en büyük hedeflerimiz olmuştur. Bu hedeflerin anahtarının çok kolay ve kendi elimizde olduğunu anlatmaya çalıştım bu yazımda.

Güzelliklerin, mutlulukların ve sağlığın yanınızdan ayrılmaması dileğiyle…

 

Saygılarımla…

Mehmet ÇALIŞKAN

Siz de fikrinizi söyleyin!