Ekonomi,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Sosyoloji,  Tartışma,  Toplum

Corona Salgınından Sonra…

Tüm dünyaya yayıldığı için “pandemik” adı verilen Corona virüs salgınıyla ilgili haberleri televizyon kanalları gece gündüz veriyorlar. Canlı yayınlarda uzmanlardan oluşan panellerde konuşanlar ağız birliği yapmış gibi: “Coronadan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” deyip duruyorlar.
Ben bu tümceyi iştir işitmez nefesimi tutup tümcenin sonunu getirmelerini bekliyorum. Nedense bu tümcenin sonunu getiren bir uzman henüz TV’ye çıkmadı!
Merak içindeyim, hiç kuşkum yok milyonlarca izleyici de benim gibi merak ediyordur: Coronadan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bunu anladık! Peki, Coronadan sonra her şey nasıl olacak?
Bir bilen varsa beri gelsin!
Bir bilen, bakın nereden çıktı:
Bir özel banka, TV kanallarında yayınlanan reklamında şöyle diyor:
“Corona salgını kısa bir süre sonra geçecek ve yine sofralarımızda şen kahkahalar bir birine karışacak!”

Değerli Dostlar,

Milyonlarca işsizi bulunan, yarısı yoksulluk sınırında yaşayan halkımız, Corona öncesi sofralarında şen kahkahalar mı atıyordu?
Corona sonrası için pembe tablo çizenlere göre, halkımıza bu dönemde iyimser senaryolar yazılmalıymış! Oysa konumuz iyimser ya da kötümser olmak değildir. Eğer olanları ve yakın gelecekte olacakları gerçekçi ve dürüst bir dille anlatmazsak, sonunda halkımız büyük bir düş kırıklığı yaşayacak, yöneticilere ve uzmanlara güvenini tümden yitirecek ve derin bir umutsuzluğa gömülecektir.

Değerli Dostlar,

Eldeki somut bilgi ve verilere dayanarak, Corona virüs salgının bugününü ve salgın sonrasını çok kısa ana başlıklarla sizlere sunuyorum:

• Corona virüsüne büyük sayılarda kurban veren ABD, İspanya, İtalya, Fransa ve İngiltere’de, bugünlerde, Corona virüsün neden olduğu ekonomik bunalımdan da çok kaygı duyulmakta, bu durum 1929’un Büyük Bunalımına (Great Depression) benzetilmektedir.
Peki, nedir bu “Büyük Bunalım”?
20. yüzyılın en büyük, en yıkıcı ekonomik bunalımı 1929 yılında Amerika’da başladı. New York Borsası’nda tüm hisse senetleri hızla değer yitirip sıfırı boyladı! Bu gelişmeyle servetlerinin tümünü yitiren bazı kişiler yüksek binaların tepesinden boşluğa atlayarak intihar ettiler! İşte, bu bunalıma Büyük Bunalım (Great Depression) adı verildi.
Büyük Bunalım, ABD’den tüm dünyaya yayıldı. Bunalımın etkileri bazı ülkelerde 2. Dünya Savaşı’nın başlangıcına kadar sürdü.
Zengin, fakir ayrımı yapmadan tüm ülkeler yayılan bu ekonomik krizde dünya ticareti % 50 azaldı. ABD’de işsizlerin oranı % 23’e, bazı ülkelerde % 33’e çıktı.
Büyük Bunalım’ın tün dünyaya yayılması üç yıl sürdü. Oysa Corona virüs salgını tüm dünyayı üç haftada ele geçirdi!

Değerli Dostlar,

Eğer bugün Batı’nın güçlü ülkelerinde, Corona virüs salgını sonucu olası bir Büyük Bunalım’dan sık sık ve kaygıyla söz ediliyorsa, bizim de bundan ders çıkarmamız gerekmez mi?

• ABD’de günümüzde, 30 milyon kişinin sağlık sigortası yoktur. Bu kişiler hastalandıklarında doktora giderlerse, hastaneye yatarlarsa faturayı kendileri ödemek zorundadır. Ancak bu kişilerin bu tür faturaları ödeyecek paraları yoktur!
Yine ABD’de, evsiz, işsiz, parasız 500 bin kişi sokaklarda yaşamaktadır.
İşte, Başkan Donald Trump bu gerçekleri bildiği için Corona virüs salgınına karşı başlangıçta umursamaz davranmıştır. Sağlık sigortası olmayan milyonların ve sokaklarda yaşayan yüz binlerin ölmesini beklemiştir!
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da benzer bir politika izlemiş, ortaya “Sürü Bağışıklığı” diye bir kavram atmış, yüz binlerce kişinin Corona virüs salgınından ölmesine göz yumulabileceğini söylemişti. Elbette, işsizlerin, yoksulların, sokaklarda yaşayanların ölmesi…

• Bugüne kadar Corona virüsü, dünyada 2,5 milyon kişiye bulaştı, yaklaşık 160 bin kişiyi öldürdü.
Henüz tünelin ucunda ışık görülmüyor!

• Batı’nın saygın ekonomi profesörleri “İşsizliğin böylesi korkunç bir hızla büyüdüğü daha önce hiç yaşanmamıştı” diyor.

• Corona virüsü ile baş edebilmek için birlik olmak gerekiyor. Ancak Avrupa ülkeleri arasında henüz bir dayanışma görülmüyor.
Umdukları ekonomik desteğini bulamayan bazı Avrupa ülkeleri şimdiden Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmayı düşünüyor.

• Corona virüs salgınının neden olduğu ekonomik çöküş sonucunda, Avrupa’da işsizlik çığ gibi büyüyecek, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı tırmanacak, milliyetçi ve aşırı sağcı siyasi partiler iktidara gelecektir. Daha şimdiden, Macaristan ve Polonya’da ırkçı diktatörler yönetimi ele geçirmiştir.
Corona virüs salgını sonrası Avrupa’da, demokrasiden söz edilemeyecektir.

• Corona virüs salgını sonrası İngiltere’de en az 6,5 milyon kişi işini kaybedecektir. Bu da, İngiltere’nin ulusal iş gücünün beşte biri demektir!

• Corona virüs salgını, Doğu ile Batı arasındaki uçurumu iyice gözler önüne getirmiştir.
Batı Avrupa’da işsiz kalan milyonlarca Doğu Avrupalı işçiler ülkelerine dönmeye başladı.
Batı Avrupa’da işini kaybeden yaklaşık 200 bin Bulgar, ülkelerine döndü bile.

• Corona virüs salgını sonrası, Avrupa ülkeleri ekonomileriyle, sosyal ve kültürel yaşantılarıyla “İçlerine kapanacaktır”. Yani hiçbir ülke başka bir ülkeye, özellikle ekonomik yönden, yardım etmeyi düşünmeyecektir.
Avrupa’da, “Gemisini Kurtaran Kaptan” kuralı geçerli olacaktır.

• Kapitalizm kurumu IMF’ye göre, Corona virüs salgını nedeniyle küresel ekonomi 2020’de % 6,5 küçülecektir.
IMF yetkilileri, bugüne kadar böylesi bir ekonomik çöküşle karşılaşmadıklarını itiraf etmektedirler.
IMF, hangi ülkeye ne kadar finansal destek vereceğini kestiremiyor!

• Corona virüs salgınıyla ilgili halkımızı resmen kim bilgilendiriyor?
Saray’ın tayin ettiği Sağlık Bakanı, İskenderpaşa Cemaati üyesi, özel hastane sahibi, Erdoğan’ın “aile hekimi” Dr. Fahrettin Koca, her akşam TV’den yeni bilgiler veriyor.
Dr. Fahrettin Koca bilgi verirken, halkımızın anlamadığı yabancı sözcükler kullanıyor: Entübe, Enfekte, Pik, Plato, Algoritma, Plaza, Aplikasyon, Hijenik, Pünümonya…
Tarikatçı Dr. Fahrettin Koca, halkımızın sağlığıyla ilgili bilgi verirken acaba neden yabancı sözcükler kullanıyor?

• Türkiye’de; otellerde, lokantalarda, eğlence yerlerinde sigortalı çalışanların sayısı 1 milyondan fazladır.
Garsonlar, komiler ve mutfak çalışanları turizm sektörünün emekçileridir.
Corona virüsü salgının başlamasından bugüne kadar bu sektörde yaklaşık 700 bin kişi işsiz kalmıştır!
Bu sayı önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.
Çoğunluğu kirada oturan, birikimi olmayan, emekli maaşından da yoksun bu işsizler, sahipsiz olarak ortada kalacaktır.
2019 yılında yurdumuza yaklaşık 52 milyon turist gelmiş, 35 milyar dolar gelir elde edilmişti.
2020 yılında turizm olmayacaktır!
Siz, Saray’ın tayin ettiği Turizm Bakanı’nın anlattığı masallara inanmayınız! Değil 2020’de, 2021 yılında bile Turizm sektörü çöküşten çıkamayacaktır.
Yalnız bizde değil, dünya genelinde turizm sektöründe 50 milyon kişi işsiz kalacaktır. Turizmle ilgili sektörler de hesaba katıldığında bu sayının 75 milyona çıkması öngörülmektedir.

• Corona virüs salgını sonrası ortaya çıkacak olan manzara, bir savaş sonrası görünümüne benzeyecektir: Milyonlarca işsiz sokaklarda, kapanmış fabrikalar, yıkılmış iş yerleri, kapıları kitlenmiş bankalar… Görüntüyü gözünüzde iyi canlandırmak isterseniz, Polonya yapımı, 2. Dünya Savaşı filmlerini İnternetten izlemenizi öneririm.

• Corona sonrası ülke yöneticileri “Hepimiz aynı gemideyiz” söylemine sığınıp yoksul halkı daha da yoksullaştıracak ekonomik yaptırımları dayatacak, sosyal yaşamda her tür baskıyı yoğunlaştıracaktır.

Değerli Dostlar,

Corona sonrası halkımız “sosyal devletin yıkılmasına bir daha izin vermeyeceğiz!” diyerek sokaklara taşacak mı?
Yurtseverler, vatanın varlıklarını satmış olanlardan hesap soracak mı?
Emekçiler “işsizliğe, açlığa hayır!” söylemiyle diklenecekler mi?
İşçiden, işsizden, çiftçiden, küçük esnaf ve sanatkârdan, emekliden yana bir siyasi oluşum ortaya çıkacak mı?
Corona virüsünü yendik, şimdi sıra bizi yıkmak isteyen Kapitalizm’de, bizi yutmak isteyen Emperyalizm’de, diye haykıranlar iktidar olabilecek mi?
En az 20 yıldır yüzlerini görmediğimiz, seslerini işitmediğimiz Kemalistler ortaya çıkabilecek mi?

Yılmaz Dikbaş
21 Nisan 2020, Salı
0532 233 31 52

Siz de fikrinizi söyleyin!