Biyografi,  Güncel - Aktüalite,  Kitaplar,  Toplum

Çok Değerli Yazarımız Sayın Ali Kurt’un Kitapları ve Kalemi

Solak Nene, Eski Defter (Roman)

 SOLAK NENE, ESKİ DEFTER

“Nene, karşısında kıpırdamadan duran Aras’a dik dik bakarak emir verdi:
-Şimdi beni iyi dinle: O giden polisler bizi takip etmek için çevreye gözetleyici yerleştirmiş olabilir. Akıllarınca bizimle oyun oynayacaklar! Neyse… Sen şimdi adamlarına söyle, biz buradan gittikten hemen sonra çobanın yanındaki yavrularımız karınlarını iyice doyursun. Onların aç kalmasına dayanamam! En azından yaptığımız iyiliğin etkisi büyük, çok büyük olmalı. İçinde bulunduğumuz dünya sadece insanlar yaşasın diye meydana gelmedi; hayvanlar bizden önce bu gezegende vardı, bizden sonra da var olacak; öyle değil mi? O dostlarımızın karınlarını doyurun!
Aras:
-Tamam efendim, derhal yapıyorum, dedi.
Aras, bu ifadeden hemen sonra da olumsuz anlamında dudak büktü. Yardımcısına döndü, diz çökmüş ve elleri arkadan bağlı olan adamları işaret derek:
-Köpeklerin daha iştahlı yemesi için bunların üzerine kan serpiştirin, dedi.”

KemiKKıran

KemiKKıran (Roman)

Kırsal kesimde yaşayan insanların hayatlarındaki şiddetli acılar, olaylar ve eğlenceler… Bir yanda devletin iyi ve kötü yüzünü ensesinde hisseden insanların tuhaf halleri, bir yanda anarşinin palazlanma süreçleri… Kapalı dünyalarında kardeş gibi yaşayan bir köydeki topluluk, zaman içinde birbirlerine karşı kuşkucu, kavgacı ve düşman olmuştu.Kurtarıcı olarak bekledikleri askeri darbe, birbirlerinden kopmuş olan bu insanları hayattan da soğuttu… Bir süre sonra köyün gözü açık insanları köyden göçmek zorunda kaldılar. Köyde kalan çaresiz insanlar ise komutandan dayak yemeye devam ettiler.Bu kitapta 1980 yılından sonraki süreçte bir çocuğun gözünden köyde dönen olaylar, yaşanılan ölüm, tuzak, entrika ve dümenler anlatılmaktadır. Bu kitapta aynı zamanda çaresizlikler ve köydeki bilinen tüm aykırı yollar anlatılmaktadır…

BİR AKILLININ TAŞINAMAZ SIRLARI

Bir Akıllının Taşınamaz Sırları

2000 – 2013 Yılları arası ağırlıklı İstanbul, çok az da İstanbul dışı olmak üzere sağlık sektöründe yaşanan sorunları ve olayları toplum yapımızı ve kanunları da dikkate alarak süzgeçten geçirilmiş haliyle anlattım.

Aslında Sağlıkta Dönüşüm adı altında göreceli kolaylaştırıcı görünen ama arkasında devasa hukuksuzluk ve para trafiğinin anlatıldığı bu kitaptaki olaylar tamamen gerçektir.

Bir Akıllının Taşınamaz Sırları

Ben Hemşire, Beni de mi Eğiteceksin? Doktorun Yapmadan Yapar Gözüktüğü Ameliyat, Kızımın Diş Tedavisi, Türkmenistan’da Hastane Programı Yazdım, Sağlıkta Medula Uygulaması, Hastane Randevu Sistemi, Log Yazılımı, Kolonoskopi, Kürtaj Ameliyatı, Ensest İlişki, Detoks, Hamile Genç Kız, Cemaat İle Toplantı, Şişli Belediyesi’nin Arabama Haczi, Şirketteki Sunucuların Alınması, İhalelerden Yasaklanma.

EVLİLİK Mİ? BİR DAHA DÜŞÜN!

Evlilik Mi? Bir Daha Düşün!

Kusura bakma sevgili okur ama konuya hızlı bir giriş yapacağım ve bodoslama dalacağım… Yaşın kaç? Evlilik çağında isen yaşın normal şartlarda 18’den büyük 30’dan küçük olmalı. Evlenmek zorunda olduğun çağda isen yaşın 30’dan büyük 40’tan küçük olmalı. Evlenmeye karar veremez, kararsız, bunalımda, seçici, hatta yer yer kibirli bir durumda isen kesinlikle yaşın 40 ile 50 arasındadır. Kafa dengi birini arıyorsan ve iki yoldaş, iki arkadaş olmak istiyorsan elbette yaşın 50’den büyük, 60’tan küçük olmalı. Seni kabul edecek birini arıyorsan 60 yaşından büyüksün ama, sanırım 70 yaşından küçüksün; zira 70 yaşından büyük olanlar da kendisini kabul edecek birini arar ancak bu kişi ya hasta bakıcı veya hastane bakıcısı gibi bir tip olur.

Bu kitabı okurken bazen sinirden, bazen de gülmekten kriz geçireceksiniz.

Psikojenik Amnezi

Psikonejik Amnezi

Kamu ve özel hastanelerle iş yapan bir iş adamının, çalışma aşamalarında yaşanan baskı, stres ve gerilimler sonucu yakalandığı unutkanlık hastalığının tedavi süreçleri ve bu süreç sırasında doktor ile hasta arasındaki diyaloglar anlatılmaktadır.

Bu diyaloglarda hem geçmişe yolculuk hem de günümüzün gerçek olaylarına atıflar yapılmaktadır. Ayrıca kitap gerçek olayları anlatmaktadır. Çok az tıbbi kelimeler kullanılmıştır.  Ülkemizdeki insanların çoğunda bu veya buna benzer hastalık görülmektedir ancak bu hastalığı ciddiye almayan kimi insanların sonu ne yazık ki felaket olmaktadır.

Bu kitapta hem yaşanan unutkanlık hastalığı ve bu hastalığın insana verdiği zararlar, hem de hastalığa sebep olan olayların istek dışı olarak insana yaptırdığı tehlikeli eylemler anlatılmaktadır. Kahramanın çocukluğundan bu yana yaşadığı travmaların ileride kişilik ve davranışlarındaki etkileri sebep – sonuç ilişkisi ile detaylıca ele alınmıştır.

 Kitap, sağlık sektörüne yönelik ve hasta-doktor diyalogları olarak konuyu işlese de, bir tıp kitabı değil, roman havasındadır.

Ali Kurt Bey’in kitaplarını (kendi sitesi) https://birkitapal.com/ ve https://www.kitapyurdu.com/yazar/ali-kurt/182473.html sitesinden alıntı yaptım. Yazarımızın bir de haber sitesi var, bir sürü makalesiyle birlikte yazar dostları ile yürüttüğü https://jurnalist.com.tr/.

Ali Bey ile tanışmamızın dördüncü yılındayız, dostluğumuz çok nezihtir. Kişiliği ve insanlığı kalemine yansıdığı gibidir. Çok iyi niyetli ve çok tecrübeli olgun bir dosttur.Tecrübesiz olduğum konularda bana yorulmadan eğilir, bana yazmak konusunda da çok yardımı oldu. İlk yazı yazacağım zaman, çok ürkektim; sahi onca sene tuttuğum kalemi, nasıl sağlam tutacaktım? Yetenekleri ve tecrübesi ile Ali Bey muazzam dostluğuyla bana sarıldı, yol gösterdi ve cesaret verdi. Misal, bir konuda bir fikrim varsa yazı için ona ilettiğim vakit, benim tecrübelerim şunlar, ama siz bilirsiniz diyerek; centilmence bana çok nazik yardımlarda (önerilerde) bulundu.

Gündem Arşivi sitemize en çok emek veren değerli yazarlarımızdan kendisi. Yazılarına gelirsek; ilginç, yazılmamış fikirler ile dolu ve samimi anlatımlarıyla, anılarına tanık oluyorum. Akıcı ve spekülatif yazıları. İlk aklıma gelen yazı başlıklarından birkaçını ileteyim;

Teknofest olmuş Damatfest! (Güncel haberlere değindi!)
Kemalizm, ideoloji midir? (Kemalizm üzerine başlıkları ve Atatürkçülüğün kutsallığını anlatan değerli yazıları var.)
Kadınlar neden samanlıkta doğurur? (Ninelerimizden hep dinledik de bir yazıda sorgulamamıştık.)
Dudak ucuyla öpmek (Hayvanların öpüşmesine kadar yazabilmişti!)
Evliler, boşandıktan sonra ne yapıyor? (Hiç bu yazıya yazmak aklıma gelmezdi var olsun.)
İnsan, kendini neden tüketir? (Bu yazıyı şahsıma yazdı, ama dillendirmedi hiçbir yerde. Bana her görüşmemizde kendini tüketme, hayatını yaşa, zaman çok hızlı diyerek değerli önerilerde bulunur sağ olsun.)
Organik Tarımla İnek Boku Yiyoruz! (Çok güzel kaleme alarak, organik tarımı bir anısıyla birleştirerek iletmişti.)
Kadınları Anlama Klavuzu (Bu yazısında empati yeteneğine hayran kalmıştım.)
Yetim Kızlar neden evde kalır? (Bu yazısında toplum olarak eksikliklerimizi yüzümüze vuruyor. ne yapmalıyız ve toplumda onlara neden hassas olmamız gerektiğini de hassasiyetle iletiyor.)
Ego’nun sosyal medyada izdüşümü serisinde ise, sosyal mecralardaki gözlemlerini aktarıyor.
Eşeğin Esenliği (Bir hayvandan alınacak dersleri ve insandan üstünlüğünü kaleme kaleme almıştı.
Ve daha nicesi…

Ali Kurt Bey’in yazılarına ulaşmak isterseniz bu linkten ulaşabilirsiniz. http://xn--gndemarivi-9db80j.com/gundemarsivi.com/author/ali-kurt/

Yazımın başında kitaplarını ilettim, yazımın sonlarında yazılarını… Ne kadar dağarcığının geniş olduğunu umarım sergileyebilmişimdir. Ali Bey’in kalemini okuyanlar bilir ki çok samimi ve gerçekçi kalemi var. Tarihten önemli kesitler ve hep toplumu irdeletmesiyle ayrı bir önem arz ediyor.

Işık olmak istiyor, toplum irdelesin istiyor, irdelesin ki ilerleyelim istiyor. Bu sebeple özellikle Gündem Arşivi sitemizde yazdığı yazıların çoğunu tartışmaya açıyor.

Birkaç ay içinde iki romanı çıktı değerli dostumun, ona başarılar diliyorum. (Bu yazımı beğenmesi ümidiyle.)

Hep birlikte aydınlık yarınlara yürümek ve ışığından nem almam ümidiyle, başarılarının devamını diliyorum; dostluğumuz tüm değerli ekip dostlarmızla da daim olsun umarım.

Gündem Arşivi Ekip Ailemi çok seviyorum.

Gündem Arşivi kurucusuyum, sitede editörlük dahilinde; yayın yönetmenliğini de ben yapıyorum.

Siz de fikrinizi söyleyin!