Çocuk Gündemi,  Deneme,  Ebeveyn,  Güncel - Aktüalite,  Toplum

Çocuk Kalbi

O gün okuldan dönerken hiç keyfi yoktu. Yan yana yapılmış okul ve cami duvarının hemen dibinden akan dere bile ilgisini çekmedi, oysa her gün yolunun büyük bir kısmında akan derenin bir o o tarafına bir bu tarafına atlayarak günlük oyun ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılamış olurdu.

İçi kıpır kıpırdı, zira öğretmeni 23 Nisan için hazırlanan gösteride ona rol vermişti.
krapon kağıdından yapılmış kırmızı ve beyaz elbiseler giyerek (al bayrak göklerde dalgalandıkça) şarkısını söyleyeceklerdi. Canının sıkılması ise, yoksulluklarının farkında idi, annesine söylediğinde ya “nereden bulayım sana elbise” derse?

Evlerine girdiğinde, bahçede çamaşır toplayan annesi onu şöyle bir süzüp “ne o bugün üstün başın kuru derenin suyumu kesildi” dedi gülerek, aslında eve kuru gelmesine sevinmiş olmalı idi, zira dereden atlarken suya düştüğü zaman dayak yediği de olurdu.

“Anne, 23 Nisan’da bende gösteriye çıkacağım” anneden ses yok, ikinci kez yineledi sözlerini küçük kız “iyi ya” diyerek cevap verdi anne ,kim bilir ne düşünüyordu ki ilkini duymamıştı. “ama elbise gerekiyor “ nasıl bir elbise istendiğini heyecanla anlattı.
Ah o güzel fedakar anne!

Kızının o heyecanlı, birazda umutsuz hali karşısında sıkıca sarıldı yavrusuna; “tamam sen sakin ol, ben sana istediğin elbiseyi yaparım” sevincinden bahçenin bir ucundan diğer ucuna bir kaç kez turladı koşarak küçük kız, sonra annesinin avucuna tutuşturduğu parayla doğruca köşedeki hacı amcanın bakkalına gitti grafon kağıdı almak üzere… (o zamanlar da büyük AVM’ler yoktu ve tüm ihtiyaçlar küçük iş yerlerinden karşılanırdı.)
Ertesi akşam kömür ütüsünü yakan anne, genişçe beyaz bir kumaşı ütülemeye başladı, küçük kız merakla seyrediyordu. O ne? kumaşın bir kısmında yazılar var, bir çoğu silinmiş, kalanları okumaya çalıştı, ŞEKER FABRİKASI…

“Merak etme üstü kaplanınca belli olmayacak” dedi anne.
Aile bütçesine katkıda bulunmak adına terzilik yapan anne bu konuda çok iyi idi ve ortaya çok güzel bir elbise çıkardı. Küçük kız mutluluktan ne yapacağını bilmez halde, 23 Nisan gününe kadar her gün duvarda asılı elbiseyi seyretti.

Nihayet büyük gün gelmişti, elbisesini özenle koruyarak okula götürdü. Baba uzun yolda olduğu için, anne de yetiştirecek dikişleri olduğundan gösteriye gelemiyecekti, ama olsun bu bile küçük kızın keyfini bozmadı.

Kıyafetlerini değiştirecekleri odaya girdiğinde, sınıf arkadaşlarından Asuman eti koparılmış gibi ağlıyor, üç binin öğretmeni Atsuratlı Fikriye onu teselli etmeye çalışıyordu. Aslında her ikisini de pek sevdiği söylenemez, hiç evlenmemiş olan 40 yaşlarında Fikriye öğretmen nöbetçi olduğu günler yaşama dair tüm öfkesini çocuklara kusar, bu da en çok bir hayli hareketli olan küçük kızın azar işitmesine ya da dayak yemesine sebep olurdu. Asuman şımarık kötü yürekli zengin kızı…

Arkadaşı Orpen öğle yemeklerini kendisi ile okulda yemek isteyince “o fakir oğlum o yüzden okuldan yemek veriyorlar, biz zenginiz ihtiyacımız yok” demişti. Ama bu zengin aptal kız gelirken nasıl oldu ise elbisesini kaybetmiş yırtınırcasına ağlaması bu yüzdenmiş…

Tam giyinmek üzere idi ki Fikriye öğretmenin kendisine baktığını gördü, yanlış bir şey yapıp yapmadığını düşünürken öğretmen sesi beyninde yankılandı “elinde ki elbise kimin? “benim öğretmenim, annem dikti”
Fikriye öğretmen küçük kızın yanına geldi, hiç bir şey söylemeden küçük kızın küçük elleri arasından elbiseyi çekip aldı, küçük kızın şaşkın bakışları arasında Asumanın üzerine giydirdi, elinden tutup götürdü.

Öylece kalakaldı küçük kız, peşinden koşamadı, bağıramadı ağlayamadı. Kırılan gururunun yüreğinde açtığı kanayan kesikler, tüm heyecanını silip götürmüştü.

Kendi öğretmeninin dışında bu olayı kimseye anlatmadı, kendi suçu imişcesine utandı utandı utandı…

Zenginle fakirin arasında ki farkı o günden sorgulamaya başladı küçük kız. O büyüdüğünde hep yoksulların yanında olacaktı, Kazancını onlarla paylaşacak, gerekirse zenginlerden alıp onlara verecek ve asla bir çocuğun kalbini kırmayacak, kırılmasına izin vermemek adına elinden geleni yapacaktı…
VE ÖYLE DE OLDU !

Siz de fikrinizi söyleyin!