Deneme,  Edebiyat,  Toplum

Bil Ki…

Bir yeni gün daha ağarıyor.

Güneş doğmaya yakın. Yer demir gök bakır. Ufuk aydınlanıyor. Uyanıyorsun. Nefes alıyorsun. İçten içe. Derin derin. Taze, ılık, serin. Şehrin gürültüsü. İnsan sesleri, konuşmalar, fısıltılar… Bastırıyor her şeyi iç sesin. Başlıyor keşmekeş, patırtı ve hengame. Yaşama sevdasına hayat gailesi karışıyor. İş, güç. Ekmeğindesin. Unutuyorsun kendini. Öyle bir geçiyor zaman. Öyle böyle yaşıyorsun. Aynada tanıdık yüzlere rastlamıyorsun. Bir yeni günü yarılıyorsun, bitmesini istercesine. Neredesin, ne yapıyorsun, nasılsın?

Memnun musun?

Bir öğrenci kitaplarla boğuşuyor,

bir işçi dişlileri bilemekte. Bir köylü tırpan sallıyor. Beyaz yakalılar zihin emekçisi. Çocuklar oynuyor. Herkes işinde, gücünde. Hayat devam ediyor. Yitik kentlerde aşıklar çaresiz. Gidesi gelenler sessiz. Keyifsizlik hakim memleketimde. Kara çalınmış alnına. Dağların dik başları ezilmiş. Gökyüzüne kelepçe. Bir yerlerden sesler duyuyorum. Ayak sesleri. Sen de duyuyor musun?

Hiç kimse sancılara çare değil.

Hiç kimse? Ahlar vahlar kadeh kadeh. “Bitsin artık!” haykırışları bulutlarda yankılı. Kim tutacak elinden? Memnun musun yaşamaktan? Bir dostça soru. Bil ki yüreğim yüreğinde atar. Bil ki bizim göbeğimiz bir kesilmiş. Bil ki acılar biter, dertler susar. Bil ki tebessümler sona kalır. Bil ki bugünler de geçer. Bil ki…

Arda ÇELİK

08.01.2021 – Ticari Hayat

Siz de fikrinizi söyleyin!