Deneme,  Din,  Toplum

Benim Soyum

Benim baba soyum, Selçukluların Uç beyliği olan Mal Avlarlar. Balıkesir’in Uç beyliği olan bir beylik. Tamamı Bektaşi (Şamanizm) olan bir yer.

Osmanlılar zamanında da inançlarını korumuş olan bir beylik.

Anne sülalemde 93 harbinde göç eden Romanya muhacirleri. Romanya’dan gelince Lüleburgaz ve Trakya’ya dağıtılmışlar. Ne kadar Türk olsalar da aşk ve evlilik ile ırklar karışmış. Buna bir de din olgusunu ekleyin. Düşünceler değişir.

Sonra anneannemin aşireti Bandırma’ya gelmiş. Babamlarda fakir olduklarından Bandırmaya göç etmişler. İnsani yaklaşımlardan birbirleri ile yakınlaşıp çocuklarını evlendirmişler. Birkaç zaman sonra Bandırma’dan İstanbul’a göç başlamış. Balıkesir (şimdi Bursa’ya bağlı) Mustafa Kemal Paşa’dan gelen Baba sülâlemde İstanbul’da göç etmiş.

O zamanlar İstanbul küçük bir yer. Bandırma’dan gelenler aynı mahallede oturmaya başlamış. Annemle babam evlenmiş. Biz üç kardeş doğmuşuz, üç erkek. Babamlar; üç erkek üç kızmış. Bir kız bebek ölmüş. En büyük erkek. Daha Bandırmada evlenmiş. Bir kızı olmuş.

Ve askere çağırmış devlet. Askere giderken her kesle helalleşmiş. ”Ben dönmeyeceğim şehit olacağım!”, diye. İnsanlar “böyle söyleme” demişler ama o söylemiş. Askere gitmiş ve bir müddet sonra künyesi gelmiş. Şehit oldu, diye…

Babamın bir büyüğü bizimle Eyüp’te aynı sokakta oturuyorduk. Ben hatırlamıyorum. Bebekmişim. Evine gider-gelir iken mecburen bizim evin önünden geçiyormuş. Babam pencereden bakarken akşam üstü, pencereye yaklaşıp “Bak kardeşim. Ben yakında işe giderken yolda öleceğim. Bilgin olsun!” demiş. Ve yakın bir zamanda işe giderken yolda düşüp ölmüş.

Küçük halam ikinci çocuğuna hamile. ”Ben bir can getireceğim ve ben gideceğim!”, demiş. Halam ikinci çocuğunu doğururken vefat etti.

Büyük halam; Maltepe’de iki katlı evleri vardı. Altı Lokanta üstü evleri. Eniştem Lokantayı işletiyordu. Bir çarşamba günü “Mehmet ben bu cumartesi öleyim. Pazar toprağa verirsin. Senin de işine engel olmayayım!” demiş. ”Eniştem de yahu bu nasıl söz. Söyleme böyle” falan demiş. Halam O hafta vefat etti. Pazar toprağa verdik.

Babam; 1971’de enfarktüs geçirdi. Bir buçuk sene istirahatli kaldı. Annem Babam öldükten sonra bize söyledi; “Babanız enfarktüs geçirdikten sonra eve geldiğinde hiç uyuyamadım. Öldü mü, diye nefesini dinliyordum. Bir gece uyanıp dedi ki bana “Bak Sebahat ben bu dertten ölmeyeceğim! 16 yıl sonra başka bir hastalıktan öleceğim. Rahatça uyu.” dedi. Onaltı yıl sonra beyin felcinden öldü.

Baba ailem hakikaten hepsi ne zaman, hangi hastalıktan ve ne şekilde öleceğini bildiler. Anne sülâlem biraz ruhani değillerdi. Ben de kendime bakıyorum Baba sülâlemden izler buluyorum. 2012’de kalp krizi geçirdim. Hiç umursamadım.

Halâ ölüm işaretim gelmedi. Hepinize sağlıklı uzun ömürler dilerim CAN’larım.

Ölümden korkmayın. Ölüm son değil farklı bir başlangıçtır. Her başlangıç yeni bir hayat ve gelecektir. Saygılar tüm canlarıma….

Siz de fikrinizi söyleyin!