Deneme,  Ekonomi,  Eski Gündemler,  Güncel - Aktüalite,  Psikoloji,  Şiir,  Siyaset,  Sosyoloji,  Tarih,  Tartışma,  Toplum

1 Mayıs ve Ağalık Sistemi

Nedir, 1 MAYIS?

-İşçi ve Emekçiler Günü (Bayramı)

Kibarlığı, beyefendiliği bir kenara bırakıp buna şu cevabı vermez isem, içimde kalır.

Nah İşçi ve Emekçiler Bayramı!

Dünyayı bilmem. Benim ülkemde 1 Mayıs işçiler ve emekçiler için tatil olduğu halde; işçi ve emekçilerin daha çok çalıştığı, geri kalanının tatil yaptığı gündür!

Aksini iddia eden var ise, çıksın baksın hizmet sektörüne!

Çıkıp bakmasına ne lüzum var ki? Çocuklarınızla gittiğiniz restaurantlar, sinemalar, oyun alanları, tatil yerleri vb. yerlerde çalışanlar “işçi ve emekçiler”!

“Bu genç ihtiyarların galibi gaddar hayat
Bu genç ihtiyarların ızdıraptır baş tacı!”

***

Çok çok eskiden…
Yok yok çok eski değil, daha bundan 50 sene öncesine kadar bu ülkede köy ağalığı sistemi vardı.

Özet geçecek olursak; köylülerin ekip biçip geçimini sağlaması, karnını doyurması gereken, kimsenin olmayan sahipsiz topraklara, sahip olduğu siyasi güç ve kötülük ile sahip olduğunu iddia eden kişiye ağa denir. Ağaya karşı gelen öldürülür. Falaka’ya da yatırılır. Fakat, bu Kemal Sunal filmlerinde gördüğümüz gibi ah of şeklinde olmaz. Uzun süre yürüyemez belki de hiç yürüyemiyecek  şeklinde olur.

Ağa kendini devlet olarak tanıtır. Zira yedirdiği, içirdiği kişiler, asıl görevleri halkı korumak olan bu kişiler; Ağa’nın emri altına girer.

Köylü çaresiz, köylü aç, köylü kimsesiz…

Köylüler çalışır ağa tüm mahsulleri alır, kendi deposuna doldurur. Köylüye de; yarı karın tokluğu kadarını verir. Tam doyurmaz, zira tam doyarsa “azar”!

Hem tam doymadığı için; gider ağaya borçlanır, çocuğunu evlendirmesi lazımdır; gider yine borçlanır.

Eee “borç yiğidin kamçısıdır” diye boşuna dememişler. Borçlu; köylü demek, ağaya mahkum köylü demek.

Ağalık sistemi, yerin dibine batsın!

“Bir lokma ekmek diye gıcırdadı dişlerim
İçimdeki loşluğa düştü inleyişlerim
Kollarımda açlığı ömrüm gibi taşırken.

Bahıtımın karşısında ağladım güler gibi
Gurupların koynuna düşen alevler gibi
Açlık da içerimde kendi kendini yaktı.”

***

Şöyle bir dönüp bakın çevrenize, kendi hayatınıza…

İşimden olurum korkusuyla patronlarının her türlü kahrını çeken işçiler MİLYONLARCA!

İşimi kaybedersem; kira mı, faturalarımı, çocukların giderini nasıl karşılarım diye her şeye susan emekçiler, MİLYONLARCA!

Verilen maaş?

Yarı karın tokluğu!

E ağa da yok? Kimden borç alacak halk?

Tabi ki; bankadan!

E borçlandıysa halk, yani işçi, yani emekçi; patrona mahkum olacak. İşini kaybetmemek için daha fazla çaba harcayacak…

***

Birisiyle muhabbet etmiştik. Evlenmek için birikimi olmadığından evlenmediğini söylemişti.

Kaç yıldır çalıştığını sordum.

13 yaşından bu yana çalışıyormuş. Yani 17 yıldır.

17 yılda evlenecek kadar para biriktirememe sebebini sordum.

Kazandığı ile giderin denk olmasını söyledi…

Söyledi ama sistemi öyle kabullenmiş ki; bu durumu olağan karşılıyordu.

“Ümitleri, inkisar denen sisle örtülü
Gür saçları kederin siyah yas bağlarıdır.
Duyguları ölüdür, mefkureleri ölü
Gözleri gözyaşının kuru menbalarıdır.”

***

Yani, demem o ki bu yazıyı okuyan güzel insanlar; ağalık sistemi bitmedi. Sadece kılık değiştirdi, sektör değiştirdi, mekan değiştirdi, kendi sistemini değiştirdi.

Not: Kiraların 1000 TL’nin üzeri, asgari ücretin 2.324 TL olduğu bir ülkede; hiç bir partiyi desteklemeyin.

Unutmayın! Kaçan KOVALANIR.

“Bence adam
Asırlık bir çınar
Kadar
Dik
Niyagara kadar
Gür
Doğar.
Adam
Hür
Doğar
Ben daha anlayamıyorum.
Açlığın insan nabızlarında zonkladığını duyan,
En hırçın kavga türkülerini ezber okuyan,
Düşman saflarına girmesini
Kişinin.” 

Not: Tırnak içerisinde aktardığım şiirler Kemal Tahir’e ait, saygıyla anıyorum.

 

 

Siz de fikrinizi söyleyin!